Genel kategorisi

Yaptığı işten bir haber insanlar.

Bu gün tüm apartmanda ilaçlama yapıldı. Aslında her ne kadar böceklere zarar vermeyi istemesem de, bir o kadar da evimde barınmalarını istememem. Sonuçra çaya şeker attığımda kaynayan suda debelenen bir karınca görmek pek hoş bir manzara değil.

Ya da gecenin bir vakti yataktan kurumuş şekilde kalkıp, karanlıkta mutfağa doğru su içmek için giderken çıplak ayakla bir hamamböceği ya da kakalağa basmak istemez kimse (ki benim başıma geldi, hatırladıkça tüylerim diken diken oluyor).

Velhasılı buna önlem olarak her sene apartmanda ilaçlama yapılıyor. Genelde ben ilaçlamalarda bulunmam ama bu sene piyango bana çıktı.

Saat 13:30 gibi yönetici ile birlikte ben yaşlarda bir delikanlı sırtında tulumbası ile birlikte teşrif ettiler.

Exterminatör ...

Devamı...

Boyoz, Çay, Lop yumurta üçlemesi.

Boyozİzmir’de çalışan insanların, sabah kahvaltısını iş yerinde yapmayı adet haline getirmiş insanların vazgeçilmezi gibidir. Özellikle iş dünyasının yoğun olduğu Konak, Çankaya, Basmane, Alsancak civarındaki tüm iskele ve duraklar boyoz satıcıları ile doludur, tartışmasız işbirlikçisi yumurta ile birlikte.

Çünkü boyoz yumurta olmadan yenmez çoğunlukla. Boyozun kendine yumurtayı en yakın dostu olarak seçmesi bir rastlantı değildir aslında. Çünkü boyozun yüzyıllardır bir kan davası vardır yakın akrabası gevrek ile.

Sabahları ya da akşama doğru sıcak sıcak ve yanında, üzerine tuz ve karabiber serpilmiş haşlanmış yumurta ve taze demli çay ile yenilen boyoz, neredeyse İzmir sabah kahvaltılarının vazgeçilmez ürünlerinden biridir.

Devamı...

7 Yıllık Evlilik :D

Sevgili eşime,

7 senelik evliliğimizde sana iyi bir eş olmaya çalıştım ve zannedersem de
oldum, ama hiçbir zaman senden bunun karşılığını görmedim.

Devamı...

Tiryakinin Günlüğü

BİRİNCİ DAKİKA

Sevgili günlük,

Bu sabah Hürriyet’in Kelebek ekinde sigarayı bırakmanın vücuda yaptığı olumlu etkileri anlatan bir haber okudum. Bu tarz haberlerden oldum olası tiksinmeme rağmen nedense coşup sigarayı bırakmaya karar verdim. Kararım kesin, sigarayı bırakıyorum. Bu kararımın vücuduma etkilerini gösteren tabloyu başucuma astım. İçimin zehirden temizlenmesini tabloya bakarak daha rahat hissedeceğim. Şimdi masanın üzerindeki dolu sigara paketini buruşturup çöpe sallıyor ve sağlıklı gürbüz bir kişi olma yolundaki ilk adımımı atıyorum.

Devamı...

Tribal

Isiklar sondurulmustur. Odayi aydinlatan sadece, Winamp’in tam ekran haline getirilmis, acaip sekillere burunen ve durmadan degisen gorsel eklentisinin renkli isigidir. Kulaginda ise Pink Floyd en canli haliyle yankiilanmaktadir. Muzik sanki bir nevi ilahi gibidir, hafif ninniyle karisik. Oyle de matizsindir hani.

Kafani kaldirmaya bile mecalin kalmamistir. Zaten kaldirmani gerektirecek bisey de yoktur. Cunku hersey gozunun onundedir. Oturdugun yerden hemen hemen tum odaya hakimsindir. Ya da o an kendini oyle hissedersin.

Arkadaslarin gozunun onundedir. Hepsi ayrilmis, biri bir tarafa yayilmis biri diger tarafa uzanmis, sukunet icinde ekrana kilitenmislerdir. Gozleri ekranda olmasina ekrandadir da, kafalari kim bilir hangi dunyada gezer. Aslinda sen de farkli degilsindir...

Devamı...

İnsan arıyorum, insan…

İnsan arıyorum, insan.
İnsanlıktan nasibini almış.
Oturmasını kalkmasını bilen,
Ettiği kelamı iki kere tartan.

İnsan arıyorum, insan.
Yardımını esirgemeyen
Değmeyen yılan bin yaşasıncı değil.
Yeri geldimi, gözünü budaktan sakınmayan.

Devamı...

İki ileri bi geri derken…

Sağolsunlar saatleri iki ileri bi geri alıp duruyorlar ya. Sağolsun bizim bilgisayar 2 saat geri almış saati. Artık nasıl becerdiyse. Ben de bakıyorum saat 12’ye çeyrek var. Gideyim son otobüse yetişeyim dedim. Tabi durağa varınca bende şefek attı. Neyse bu gün de büroda sabahlıca artık.

Zokam böyle uygulamaya. Rahat bırakın lan şu saatleri. Zaten bi saatimi çaldınız hayatımdan yine..

Devamı...

Saatleri 1 saat geri aldık..

Uyuz oluyor bu uygulamaya.. İki ileri bi geri.. Bi rahat bırakın bi şu saatleri be..

Devamı...

Gayrimeşru Can Sıkıntılarım. Sahne-2 (Balıkçının Gelini)

Alaca karanlık, yelkenimin akı yansımış dalgalara. Bulutlar geçit verir mi bilmem gökadadaki gelinin ve onun milyonlarca nedimesinin pırıltısına. Hafif poyraz umut vadediyor ama, belli de olmaz azgın bir Lodos’a yakalanmamız an meslesidir. Ara ara gösterse de yüzünü gökyüzündeki tül perdenin ardından yinde de doyamadım gül yüzünü görmeğe. Ne olurdu bu gece akisin çarpsa yine dalgaların üzerine, seyretsem o mistik göbek dansını bu atlas çarşafın yüzünde. Heyhat, kader bu ya. Sen ve nedimelerin görünmedi belki hala ufukta, ama unutma senin kalıntıların faz ettiğim minik yaratıklar raks ediyor şu an teknemin etrafında. Böyle düşledim hep. Sen olmasan da yakamozlar senin yokluğunda avuntum oldu. Onların, senin bir parçan olduğu mitine inandım, inanmaya da devam ediyorum.

Devamı...

Gayrimeşru Can Sıkıntılarım. Sahne-1

Sanki depreşik ruh hali manifestosuna imza atmışım. Nedendir bilinmez, yine köhnelere dalmışım. Yer altı mağaralarının bilinmez labirentleri gibi yine beynim, başım. Gider dururum derinlere döne döne de yine de aradığım taşı bulamam içimdeki gediğe uygun. Şimdi düşünüyorum da, bir kere olsun kafamı kaldırıp bakmadım tavandaki sakıtlara. Hiç aklıma gelmedi bile oradaki sarkıtlardan birisi doldurur belki bu gediği diye. Kimbilir kaçıncı taştı bu gözümden kaçtı, kimbilir kaç taş bulamadı yerini, içimdeki gediği.

Devamı...